"En eski hatıralar daha henüz dün gibi…" Yıl, 1954... Güzel bir mayıs ikindisi... Yer, Cumhuriyet'in Cağaloğlu'ndaki o eski konakta, ikinci katta bulunan geniş Yazı İşleri Müdürlüğü odası... Gazetenin "tek seçicisi", Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi; önüne bıraktığım, edebiyatçılarımızla ilgili, hazırlamayı düşündüğümüz "dizi"deki adlara şöyle bir göz attıktan sonra, artık alışığı olduğum dudaklarında beliren yarı muzip yarı alaysı gülümsemesiyle, gözlerimin içine bakarak: - Hayır, dedi, "Özel Hayatlarında Edebiyatçılarımız" başlığı, okuyucu için hiç de çekici değil!.. Eşlerinin ağzından yazarlarımızın özelliklerini aktarırsan çok daha iyi olur!.. Başlığı da "Eşlerine Göre Ediplerimiz" koyarız. Siz, yine röportaj sırasında yazarlara, şairlere istediğimiz soruları da sorabilirsiniz. Ayrıca, iyi bir Türkoloji eğitimi gördüğünüzden eserleriyle ilgili çeşitli değerlendirmelerde de bulunabilirsiniz. Böylece de hem bir taşla birkaç kuş birden vurmuş olursunuz…

---